İnsanoğlu her zaman düşüncelerini aktarmanın ve kaydetmenin yollarını ve bunları nasıl daha ileriye götüreceğini araştırmıştır. Bunların ilk örnekleri balmumundan yapılmış levhalar, yapraklar, bronz, ipek ve kil tabletleridir. Çok miktarda bilginin kaydedilmesi ve ucuza elden ele dolaşması kâğıdın buluşuna kadar mümkün olmamıştır.
M.Ö.4000: Eski Mısırlılar bizim bildiğimiz şekliyle kâğıt benzeri ilk maddeyi bulmuşlardır. Papirüs denen bir madde dokunarak hasır haline getirilmiş saz kamışlarının dövülerek sert ve ince bir sayfa haline getirilmesiyle oluşmuştur. İngilizce haliyle kâğıt demek olan “paper“ kelimesi de “papyrus“ olan günümüze gelmiş bir kelimedir. Tarihte daha sonraki zamanlarda eski Yunanlılar aynı amaçla hayvan derisinden yapılan parşömen cinsi bir madde kullanmışlardır.
M.S.105: Bildiğimiz haliyle kâğıt Çinli bir askeri mahkeme memuru olan Ts’ai Lun tarafından bulunmuştur. İnanışa göre Ts’ai, dut kütüğünü, karışımı ve ufak bez parçalarını suyla karıştırmış bu karışımı ezerek bir kâğıt hamuru haline getirmiş, suyunu çıkararak incelttiği karışımı güneşte kurumaya bırakmıştır. Böylelikle kâğıt doğmuş olup, bu mütevazı karışım insanoğlunun en harika iletişim inkılâplarından birini oluşturmuştur. Böylelikle Çin ‘de edebiyat ve sanat adeta parlamıştır.
M.S. 610: Kâğıt sanatı Budist rahipler tarafından Japonya ‘ya yayılmaya başlamıştır. Kâğıt yapımı Japon kültürünün en önemli parçası haline gelmiş ve yazı yazmak, yelpaze, elbise, kukla yapımında kullanılmış ve evlerinin en önemli parçasını oluşturmuştur. Ayrıca kalıp baskı tekniği ilk kez Japonlar tarafından kullanılmıştır.
M.S.751: Semerkant, Çin ve Arap orduları barış içinde ticaretin sürdüğü onlarca yıldan sonra çarpışmaya başladılar. Çinliler bozguna uğratılmış ve çoğu esir alınmıştır. Mahkûmlar arasında bulunan kâğıt üreticileri özgürlüğün karşılığında, Araplara kâğıt üretiminin sırlarını öğreterek anlaşma girişimlerinde bulunmuşlardır.
M.S.1009: Kâğıdın Araplardan Avrupa’ya geçmesi yaklaşık 400 yıl aldı. Avrupa’da ilk kâğıt imalathanesi Xativa, İspanya’da Araplar tarafından kuruldu. Burada kâğıt üretimi Fas yönetiminde 1244 yılında Avrupa orduları onları dışarı atana kadar sürdü. Daha sonra kâğıt üretimi Hıristiyan Avrupa’sında kademe kademe yayılmaya başladı.
M.S. 1250: İtalya en büyük kâğıt üreticisi haline geliyor. İtalyanlar etkin bir şekilde ürettikleri kâğıdı büyük miktarlarda ihraç ederek uzun yıllar Avrupa pazarını yönlendirmişlerdir.
M.S.1338 – 1470: Kutsal metinleri için Fransız rahipleri kâğıt üretimine başlar. Fransa kısa zamanda bu yeni teknolojiye adapte olur ve kendi kendine yeter. Rekabetçi bir kâğıt üreticisi haline gelir.
M.S.1411: Almanya’da kurulan ilk kâğıt imalathanesi, İtalyanların yardımıyla un imalathanesinden dönüştürülmüştür. Zamanla Almanya, sanatı geliştirerek, piyasada bulunan en iyi kâğıtları yapmıştır.
1453 yılında Johan Gutenberg taşınabilir matbaa makinesini icat etti. Matbaa makinesinin buluşu iletişim inkılâbında bir sonraki adımdı. Önceleri kitapların sahipleri, manastırlar, krallıklar, âlimler ve çok az insan bunları okuma şansı buldu. İlk kez yoksul kitlelerin kitaplara ve daha da önemlisi belgeye ulaşmaları mümkün oldu. Kitapların bulunmaya başlamasıyla okuryazarlık arttı. Okuryazarlığın artışıyla, kitaplara dolayısıyla kâğıda olan talep de arttı.
M.S.1588: İngiltere kendi kâğıdını üretmeye başlıyor.
M.S.1680: Yenidünyadaki ilk kâğıt imalathanesi İspanyollar tarafından Culhuacan ‘da başkent Mexico' nun yakınlarında kuruldu.
M.S.1690: Kuzey Amerika’ya göç eden William Rittenhouse isminde bir alman göçmen Philedelphia yakınlarında Amerika’daki ilk kâğıt imalathanesini kurdu. Burası aynı zamanda, ilk Amerikalı kâğıt yapımcılarının da eğitildiği yerdi.
M.S.1719: Kâğıt yapım maddeleriyle ilgili ciddi bir kıtlık sonucu Rene Antoine Ferchault de Reaumur kâğıdın odundan da yapılabileceğini öne sürdü. O zamanlar kâğıt eski giysilerden ve bez parçalarından yapılıyordu. Kâğıda artan arzı karşılayacak kadar yeterli bez parçası yoktu. Reaumur ‘un ilham kaynağı yuvalarını yapan yaban arılarını gözlemlemek oldu.
M.S.1798: Nicholas Robert kâğıt makinesini icat etti. Bu elden kranklı (hareketli) makine kâğıdı durmaksızın dönen bir beyaz perde üzerinde yapıyordu. Ancak yatırımı bulmakta başarılı değildi ve Robert’in icadını ortak bir tanıdıktan duyan, İngiliz Fourdrinier kardeşler, kendi kâğıt makinelerini yarattılar. İcatları kullanılmadığı halde kâğıt makineleri onların ismini günümüze kadar taşıdı.
M.S.1850: Alman asıllı Friedrich Gottlob Keller odun hamurundan kâğıt yapmayı tasarladı. Ancak ortaya çıkan kâğıt düşük kalitedeydi.
M.S.1852: İngiliz asıllı Hugh Burgess, odun hamurunu kimyasallarla karıştırarak mükemmelleştirdi.
M.S.1867: Bir Amerikalı kimyager olan C.B. Tilghman odun hamurundan kâğıt yapılması tekniğini hamurlaştırma sürecinde sülfit kullanarak geliştirdi.
M.S.1879: İsveç asıllı C.F. Dahl odun kullanımını bir kimyasal daha ekleyerek son mükemmelliğine kavuşturdu. Bu sülfat metodu hızla yayılarak 1907 yılında Birleşik Devletlere ulaştı.
M.S.1883: Charles Stillwell manavlar için kahverengi kesekâğıtlarını yapan bir makine icat etti. Bugün yılda yirmi milyondan fazla kesekâğıdı süpermarketlerde kullanılıyor. Bunların da çoğu yeniden kutulara ve kâğıt çantalara dönüştürülüyor.
M.S.1889-1900: Ekonomik olarak, kitlelerce üretilen kâğıt bir gerçek haline geldi. Kâğıt üretimi yılda 2,5 milyon ton civarına katlandı. Gazete, dergi ve kitaplar patladı. Kâğıt okullara girerek, kara tahtanın yerini aldı.